Odamız Genel Sekreteri'nin "Çöpe atılan ilaçlar bağışıklık sistemi düşmanı" başlıklı röportajı

Odamız Genel Sekreteri'nin "Çöpe atılan ilaçlar bağışıklık sistemi düşmanı" başlıklı röportajı

Odamız Genel Sekreteri Ecz. Sedat GÜLAY'ın 29 Mart 2013 tarihinde Kayseri Anadolu Haber'e " vermiş olduğu Çöpe Atılan İlaçlar Bağışıklık Sistemi Düşmanı" başlıklı röportajı aşağıdaki gibidir.

Çöpe atılan ilaçlar bağışıklık sistemi düşmanı

Çöpe atılan ilaçlar bağışıklık sistemi düşmanı

Kayseri Eczacılar Odası Genel Sekreteri Uzman Eczacı Sedat Gülay, çöpe atılan ilaçların hem bakterilerin direncini geliştirerek insanların bağışıklık sistemine zarar verdiğini hem de doğanın düşmanı olduğunu söyledi.

29 Mart 2013 Cuma
13:01

İmha etmek daha pahalı

İlaçları imha etmenin, ilacın satış fiyatından daha pahalıya mal olduğuna dikkat çeken Gülay, hali hazırda vatandaşların ellerinde kalan ilaçları imha etmek için verebilecekleri bir mekanizmanın geliştirilmediğini söyledi. Yalnızca eczanelerin ellerinde kalan ilaçları ilaç firmalarına verdiğini belirten Gülay, “Eczaneler de bunu nadiren tercih ediyor, çünkü imha işlemi, neredeyse bir kutu ilacın kendi fiyatından bile daha pahalı.” dedi.

Bakterilerin direnci gelişiyor

Bu nedenle, elde kalan ilaçların özellikle vatandaşlar tarafından çöpe atıldığını ifade eden Gülay, çöpe atılan ilaçların zararlarına dair şunları söyledi:

“Çöpe atılan ilaçlar yağmur suyu ve havaya karışarak, insanlara ve bitkilere tekrar ulaşıyor. Bitkileri de insanlar tükettiğinde yine zararları ortaya çıkabiliyor. Ayrıca bakterilerin direnç geliştirme mekanizmalarında rol alabiliyor ve bu şekilde daha dirençli bakteriler de oluşuyor. Örneğin doğaya bırakılmış bir ilaç, düşük dozda herhangi bir bakteriyle buluştuğunda bakteri ona direnç geliştirebiliyor ve dolayısıyla bir başka insan bu bakteriyle enfekte olduğunda o ilaç artık etki etmemeye başlıyor.”

“Bu da bir israf”

Normal şartlarda, bir ilacın hem süresi hem de dozajı uygun olduğu için doktor tarafından hastaya verildiğine dikkat çeken Gülay, “Dolayısıyla tarihi geçmiş ilacın hastada olmaması lazım normal şartlarda. Ancak tedaviyi yarım bıraktığı için elinde ilaçlar kalıyor, bu hem ilaç israfına yol açıyor hem de tedavi tamamlanmamış yeniden rahatsızlıklar karşılaşma durumu olabiliyor.” diye konuştu.

Son kullanma tarihi zehir anlamına gelmiyor

İlaçların ilk üretildiğinde etki oranının yüzde 100 olarak kabul edildiğini belirten Gülay, son kullanma tarihinin, yüzde 100’lük oranın değerini kaybetmesi anlamına geldiğini söyledi. Dolayısıyla son kullanma tarihi geçen ilacın etki değerini yitirdiğini, her zaman zehir özelliği taşımayacağını vurgulayan Gülay, ilaçların saklama koşullarına dair şu bilgileri verdi:

“İlaçların hepsi buzdolabında saklanmaz”

“İlaçların çok büyük bir çoğunluğu oda sıcaklığı altında 25 derecenin altında saklanır. Yani bütün ilaçlar buzdolabında saklanacak diye bir şey yok. 25 derecenin altında saklananlar genellikle kapsüller ve tabletlerden oluşur ve ecza dolabında saklanabilir. Böyle bir algı var ama bu yanlış bir algı. Bazı ilaçların buzdolabında 2 ile 8 derece arasında saklanması gerekiyor; bunlar insülin gibi ilaçlar. Isıya maruz kaldığında etkisini yitirebilecek, bozulabilecek ilaçlar. Bazı ilaçlar da ışığa karşı duyarlıdır, kapalı dolaplarda ve kendi ambalajında saklanması gerekir. 2 yıl bittikten sonra zehirler diye bir şart yok, etkisini yitiriyor demek daha doğru olur ancak bazı ilaçlar zehir etkisi gösterebilir.”

Bazı ilaçlar çabuk bozuluyor

Gülay, en çabuk bozulan ilaçların, aşılar, toz antibiyotikler, sonradan sulandırılarak süspanse edilen ilaçlar ve göz ilaçları olduğunu kaydetti. Bu ilaçların kalanlarının tedavi bittikten sonra tekrar kullanılamayacağına dikkat çeken Gülay, yalnızca reçetesiz ilaçlarla, basit ağrı kesicilerin, yanık yara tedavisinde kullanılan reçetesiz satılan merhemlerin bulundurulmasını tavsiye etti.

“Evde tutulan her ilaç israf anlamına gelmiyor”

Gülay, son günlerde ilaç israfının arttığına dair yapılan açıklamaların da gerçeği çok fazla yansıtmadığını belirtti ve “Örneğin, evinde bebeği olan aileler gece ateşlenme durumunda mecburen evlerinde, herhangi bir acil durumda bebeğe vermek üzere ateş düşürücü, ağrı kesici bulundurabiliyorlar. Kalp hastaları yine aynı şekilde, kriz olabilme ihtimaline karşı elinde dilaltı ilacı bulundurmak zorunda kalıyor. Yani evde bulunan tüm ilaçlar israf manasına gelmiyor.” şeklinde konuştu.

“Kullanmayacağınız ilacı almayın”

Gülay, “Kullanılmayacak ilaçların eczanelerden alınmaması ve alınanların da tedavi bitimine kadar bitirilmesi gerekir. Bu şekilde israfın önüne geçilebilir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Selma Kara

http://designerz-crew.info/start/callb.png

http://www.kayserianadoluhaber.com.tr/haber/Cope-atilan-ilaclar-bagisiklik-sistemi-dusmani--5375

DT : 29.03.2013

17 Haziran 2014 - Okunma Sayısı : 10235